Erkan DAğ

Erkan Dağ- İstanbul'dan bizlerle...

Çanakkale Zaferi...

Aslında Vakfıkebirin işgalden kurtuluş gününde yazacaktım ama olmadı Çanakkale Zaferi haftasına da denk gelince eklemek istedim. İsmet Zeki Eyüpoğlunun Kara Zıpkalılar Destanından

Hendek boyu süngülenmiş iki canlılar,
Yediden yetmişe, eşikten beşiğe cana kıydılar.
Böyle olur gâvurun da kahpesi,
Kara zıpkalılar "Allah!.. Allah!... dağlar bizimdir" dedi.
Kanıma kan diye sesler yükseldi.
En büyük efkârıydı altmışlık Eminenin..
"Bubam afkursun" demiş, "Gayri unutmam bunu."
Hey Allahım Honefterin günü müdür?
Karaptalda dernek mi var?
At bindiler, kılınç kuşandılar kara zıpkalılar
Kıyasıya vuruştular günlerce,
Bire on veren başak misali kırıldı Urus, Urum, Ermeni.

Komara Hasretlik...


Baharın son günleriydi. O Pazar diğer hafta sonlarına nispetle tembellik edip yataktan öğle vakti kalktım. Kahvaltımı hazırlarken bir taraftan da ...

Register to read more...

Yavuzköy ve Çevresinde Rakım

Google Earth coğrafi yapıyla birlikte rakımıda (denizden yükseklik ) göstermektedir. Ancak bunu inchten metreye cevirmek lazım tabiki.
Yaklaşık hesaplamalarıma göre köyümüzde çeşitli yerlerin rakımı şöyledir;

Register to read more...

Yavuzköy Tarihi ve İsimler Üzerine Bir İnceleme..

YAVUZKÖY TARİHİ VE İSİMLER ÜSTÜNE BİR DENEME

ü 

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Yavuzköy tarihi tabii olarak bağlı bulunduğu Trabzon tarihinin bir parçasıdır.Çok köklü bir geçmişe sahip olan Trabzon ve tarihi hakkında pek çok eser yazılmış pek çok araştırma yapılmıştır.Ancak bu araştırmalar daha çok kitabidir.Yörede arkeolojik ve sosyal saha araştırması yok denecek kadar azdır.Bunun sonucu olarak Trabzon tarihi genellikle Xnephon'un (zenefon) Anabasis'i ile başlatılır.Daha eski dönemler hakkında yine kitaplardan birkaç satırlık bilgi vardır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Yüzeysel saha araştırmalarına göre ilk insan yerleşimi M.Ö. 7000 lerde başlar. Trabzon M.Ö. 2000 yıllarında yerli kavimler tarafından kurulmuş bir şehirdir. Dahaü  sonra Kafkasya'dan gelen bazı kavimler yerli kavimlerle karışmıştır.M.Ö.8-7 yüz yıllarda önce Kimmerler sonrada İskitler Asya bozkırlarından gelerek bölgeyi istila etmişlerdir.Buradan Anadolu ya yayılmışlardır.Daha sonra bölgeye Persler (İranlı) Pontus (İranlı Anadolulu)Büyük İskender (M.Ö. 4 yy.) Romalılar sonrada Bizans hakim olmuştur.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Yunanlılar (ellen) Trabzon'a ilk kez M.Ö. 756ü  da gelerek bu günkü şehrin yerinde bir koloni kurmuşlardır. Trabzon adı ilk kez Xnephon'un Anabasis' inde geçer.Milet kolonisi olan bu şehirde Yunan paralı askerleri bir ay misafir olur.Bu dönemde Yunan=hellen, Miletliler sur içindeki şehirde yaşayan küçük bir topluluktur.Civardaki kabilelerle çoğunlukla savaş halindedirler.Az bir kısmıylada ticaret yapmaktadırlar.Bu dönemde başlayan ticari ve kültürel ilişkiler zamanla Hellen kültürünün bölgede yaygınlaşmasına sebep olmuştur.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  M.S. 4 yy.da Roma İmparatorluğu Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul edince bölge halkı Hıristiyanlaşırken bir taraftan da Rumlaştı. Bura da şunu belirtmek lazım ki Rum sözü bir millet adı değildir. Kelimenin iki boyutu vardır.Siyasi-coğrafi ve dini.Siyasi coğrafi olarak Roma vatandaşı ve daha sonrada Araplar tarafından yaygınlaştırılan anlamıyla Anadolulu demektir.Dini olarak ise milliyete bağlı olmaksızın fener patrikhanesine bağlı Hıristiyanları ifade eder.Yunanlı anlamını yakın zamanda almıştır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Bölgede Türk tarihi arkaik Kimmer ve İskit dönemlerini saymazsak Bizans döneminde 7 yy.da başlar. Bu dönemde Balkanlardaki Bulgar Türklerini ezen Bizans devletiü  Onları sınır boylarına yerleştir ki ağırlıklı kısmını Gürcü baskılarına karşı Trabzon havalisine getirmiştir. Yine bu dönmede Hazar Türklerinden bazı kabileler Trabzon a yerleşir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Bu yüzyıllardaü  bölgeye iki farklı dış göç daha olmuştur.Ermeni Paulikanlar ile Türk ve Kürt guruplardan oluşan Hurremiler.Ancak bu iki gurup daha sonra Balkanlara sürülmüştür.Ama onlardan bazı isimler miras kalmıştır.Yine zaman içinde bölgeye Ermeni yerleşimi de olmuştur.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Bölgeye asıl Türk yerleşimi 11 yy dan sonra başlamıştır.1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu ya giren Türkler 1073 yılında Trabzonu feth eder.Kısa bir süre Elimizde kalan şehir tekrar Bizans tarafından ele geçirilir.Ama 12 yy dan itibaren bölgenin yüksekleri tamamen Türklerin elindeydi.Bayburtü  Sivas arasındaki bölgeden Özellikle Kürtün üstünden ve Harşit vadisi kanalıyla yöreye gelen Cepni Türkleri Vakfıkebir dahil olmak üzere Trabzonun batısını ele geçirmiş ve yerleşime açmışlardı.Yüksek kesimler Türklerin elinde kalmakla birlikte sahil kesimleri birkaç defa el değiştirmiştir

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  .Bu dönemde Bölgeye kuzey doğudan bir Türk göçü daha olur.Rusların baskısından bunalan Kıpçak (Kuman) Hanı Atrak Damadı olan Gürcü Kralı David'in daveti ile 40,000 askeri (yaklaşık 200,000 kişilik bir nüfus eder) ile Gürcistan'a gelir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Gürcistan'da önemli bir kuvvet oluşturan Kıpçaklar Selçuklu Türkleri ve Bizans ile savaşarak Gürcistan'ı büyüttüler. Ancak zamanla diğer Gürcü beyleriyle aralarında çıkan anlaşmazlık sonucu Kars tan başlayarak orta ve Doğu Karadenizeü  yerleşirler. Bu olayda Trabzon Rum Devletinin de önemli rolü vardır. Bu devletin kurulması sırasında Kıpçakların büyük desteği olmuştur.İstanbul'un Haçlılar tarafından istila edilmesi üzerine iki Bizans prensi kaçarak Gürcü Kraliçesi Tamara' ya sığınmıştı.Tamara yeğenleri olan iki prensi birkaç bin Kıpçak askeriyle Trabzon'a göndermiştir ve Trabzon Rum devleti kurulmuştur.Bu Krallar her zaman Kıpçak askerlerine dayanmış ve onlarla iyi geçinmiştir.Öyle ki prens ve kralların bir kısmı ikinci isim olarak Türkçe isimler taşıyordu.(Aksu, Atakutlu, Akboğa gibi.)Bu dönemde Hıristiyanlaşmış Kıpçak Türkleri Yoğun olarak Trabzon'a yerleşmiş ve bölgede etkili olmuştur.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü 

YAVUZKÖYÜ TARİHİ

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Köy tarihi ile ilgili yazılı kaynak maalesef yok ya da araştırılıp açığa çıkarılmamıştır. Var olan kaynaklar genellikle yakın tarihli ya da sözlü tarihten aktarılmış bilgiler.

ü  Osmanlı devleti döneminde köy ilkin yaklaşık elli yıl Akçaabat nahiyesine bağlanmış bilahare Vilayeti Çepni denen bölgede Kürtün Zeameti içinde yer almıştır. Buda bölgenin Trabzon'un fethinden önce ele geçirilmiş olduğunu veya o tarihten evvel ve-veya sonra hızlı bir şekilde Türk yerleşimi olduğunu ortaya koyar. Zira Kürtün 11.yy. da Çepniler tarafından alınmış, Çepniler, Harşit vadisi boyunca sahile inerek yöreyi fethetmiştir. Osmanlı fethinden sonra 1515 e kadar 55 yıl Görele ye kadar olan bölge Akçaabat(akçaova) nahiyesine bağlanmıştır. 1515 den sonra ise bugünkü Akçaabat sınırından itibaren Kürtün Zeametine bağlanmıştır. Kürtün zeameti (kazası) Doğuda Akçaabat nahiyesi batıda Çepni (Giresun) kazası Kuzeyde Karadeniz Güneyde ise Torul ile çevrilidir. Köy bu dönemde muhtemelen Görele ye bağlıdır.1809 da Vakfıkebir Trabzon sancağı merkezine bağlı nahiye olmuş 1874 de ise kaza yapılmıştır. Köyümüz bu dönemde doğrudan daha sonra ise Çarşıbaşı nahiyesine bağlı olarak Vakfıkebir'e bağlanmış, Çarşıbaşı'nın ilçe olması ile de buraya bağlanmıştır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Çarşıbaşı yöresi ile ilgili ‘'Yine kuzeye gidip Kılye (gilida) kalesine geldik. Buda Trabzon'un nahiyelerindendir. Tek başına zeamet olup tek başına subaşısı vardır. Ceneviz yapısı eski bir kalesi vardır. Gayet mamur köyleri vardır. Buradan Poruz (yoroz) kalesine geldik. Bu kale deniz kenarında kayalık bir burun üzerinde yapılmış olup…Dört tarafında mamur köyleri vardır.''diye yazar.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Köyün Türkler tarafından iskanı ile ilgili bir tarih vermek zor ancak ilk yerleşimin tahminen 12 yüzyıldan dan sonra 1200-1300 tarihlerinde olduğu ü söylenebilir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Köyde Rum varlığıyla ilgili yer isimleri dışında belirgin bir kalıntı ya da söylence yoktur. Eğer varsa bile Mübadeleden çok önce köyü terk etmiş olmalılar

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  ü ü ü 

KÖYÜN ADI HAKKINDA

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü 

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  ü ü ü Köyün adı Saveriksa yada Savarka dır. İkincisi muhtemelen yanlış yazılmıştır. 2,meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki Fırkası yer isimlerini Türkçeleştirme çalışmalarına başlamış Vakfıkebir yöresinin listesi hazırlanmıştır. Bu listede Savarka adı yerine Yavuzköy adı önerilmiştir. Liste 15.02.1329 (28.02.1915) de il meclisi tarafından onaylanıp Dahiliye Nezaretine gönderilmiş, Dahiliye Nezareti de listeyi onaylamıştır. Böylelikle köyün adı 1915 ten sonra Yavuzköy olmuştur. Ancak hemen akabinde çıkan Cihan Harbinde karışıklık olmasın diye bu kararın uygulaması ertelenmiştir.1929 da yapılan yeni çalışmada Vakfıkebir ilçesi listesi 1915 teki haliyle yeniden kabul edilmiştir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  .

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Saveriksa yada Savarka adının anlamı bugüne kadar bölge ile ilgili hiçbir kaynakta geçmemektedir.1915 deki çalışmada ne anlamı nede kökeni tespit edilebilmiştir. Maçka Yazlık Köyünün de Saveriksa isimli bir yaylası vardır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Kelime ile ilgili üç ihtimal söz konusu. Birincisi arkaik dönemden kalma olmasıdır ki en kuvvetli ihtimal budur. Luvice, Halibce yada başka kayıp bir dilden kalmadır. Yöredeki belirsiz bir iki yapı ve komşu Haldondoz ismi bunu doğruluyor gibi. Anadolu‘nun ilkel putlarından biri olan fırtına tanrısı haldi adına pek çok isim türetilmiştir. Avakli ile ilgili bir söylencede burada bir put olduğu anlatılır. Bu aynı zamanda köyde ilk yerleşimin Hıristiyanlıktan önce olduğunu da gösterir. Ayrıca Bilge UMAR ın açıkladığı Luvice yerleşim adlarına benzerlikte dikkate değer.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  İsim bölgeye Osmanlı öncesi yerleşen Türklerden kalma olabilir. Bölgeye Sabir (hazar) Türkleri yerleşmiştir. Sabir kelimesi yörede pek çok farklı şekilde söylenmiştir. Bunlardan biride Savr şeklidir. Saveriksa yada savarka kelimelerinde savr kökü açıkça görülebiliyor.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Üçüncü ihtimal Saveriksa adının Rumca olmasıdır. Ancak yerli Rumcamı yoksa Yunan Rumca sı mı bilemiyoruz. 1915 deki çalışmada kökeni belirsiz olarak gösterilmiştir.

ü 

TARİHİü  ESERLER

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü 

ü ü  ü ü ü ü ü ü ü Köyümüzde eski dönemlere ait çok az tarihi eser bulunmaktadır. Bunların en bilineni Kaldırım yaylasının altındaki Gavur İskelesidir. Burada ki basamakların doğal mı yoksa insan yapısı mı olduğu tartışmalı olsa da, insan yapımı olduğu daha yaygın bir görüştür. Çünkü vadinin üstü bir kubbe şeklinde örülmüş önü de büyük kaya parçaları koymak suretiyle kapatılmıştır. Ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmese de yaygın rivayet buraya Trabzon Rum Devletinin hazinesinin gömüldüğü şeklindedir. Bu doğruluğu oldukça şüpheliü  bir ihtimaldir. Tarih kısmında belirtildiği gibi buranın Trabzon'dan önce feth edilmiş veya kontrol altına alınmış olma ihtimali yüksektir. Her ne kadar Akçakale 6 ay daha bir Rum komutan tarafından savunulduysa da sadece kale içine kısılıp kalmışlardı. Kuşatmayı yarıp buraya bir şey getirmiş olamazlar. Benim tahmin burada Sümela manastırı benzeri bir yapı olduğudur. Zira hemen yakınında taşa oyulmuş küçük bir oda vardır. Bu tür yerleri keşişler inzivaya çekilmek ya da saldırılardan korunmak için kullanırlardı. Bu bölgenin adı olan Arengelos'da ki ü ü Ã¢Â€Â“gel (kel) kelimesi keşiş odası demektir

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Kale: Burası kale diye adlandırılsa da aslında bir kale değildir. Yalçın bir kaya parçası üstüne oyulmuş çeşitli boyutlarda küçük havuzlardan oluşmaktadır. Burası muhtemelen bir çeşit ayazma ya da tapınaktır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Kayıktaş: Bu tepe hemen köyün yukarısındadır. Üstünde eski bir binanın temelleri vardır. Birkaç yıl önce meraklı gençler binanın horasan harcıyla yapılmış temellerini ve kayanın üzerinde bir mezarı ortaya çıkarmışlardı. Söylencede yöre deniz altındayken Hıdırnebi ve Kaldırımda yaşayan insanlar bu tepeye kayıklarını bağladığı için bu ismin verildiği anlatılır. Bu durum jeolojik verilere aykırıdır. Zira Bölge deniz altından yükseldiğinde henüz insanoğlu yeryüzünde değildi. Karadeniz büyük bir iç gölken insanlar bugün deniz altında olan bazı yerlere yerleşmiş daha sonra İstanbul boğazı açılıp deniz yükselince daha yükseklere çıkmışlardır. Kanaatimce burada manastır ya da kale benzeri bir yapı vardı. İsmi ise kaymak fiilinden gelmiştir. Buradan büyük bir kayanın kopup köyün içine yuvarlandığı bilinmektedir. Mevcut kayaların bazıları da yerinden kaymış gibi durmaktadır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Oturak(oturacak) Taşlar: Arengelos ta eski yayla yolu üstünde bulunan bu taşlar iki tanedir. Yada bir tane iken unutulup diğeri onun adıyla anılmıştır. Biri Arengelos suyunun birkaç yüz metre aşağısındadır ki meşhuru da budur yayla yolcuları yükleriyle yaslanıp dinlenirlerdi. Bu yüzden Oturacaktaş denmiştir. Diğeri hemen suyun yanında büyük kayınların (gürgenlerin) dibinde yolun üstündedir. Üzerine bölgenin haritası kazınmıştır. Birkaç yıl önce ortaya çıkan bu taş yol çalışması sırasında tekrar hafriyat altında kalıp kaybolmuştur.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Bunların dışında köyde büyük selde yıkılmış bir taş köprü vardı. Üzerlerinde kilise olduğu söylenen üç tepe vardır. Buralarda herhangi bir yapı kalıntısı yoktur.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Kıranda ü Birinci dünya savaşından kalma bir şehit mezarı vardır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Avakli da büyük bir dibek taşı vardır.ü  Yine söylenceye göre Avakli da büyük bir put heykeli varmış. Bir şeyh yada keşiş onu dereye yuvarlamış köylüler geçe halatlarla çekerek eski yerine getirmişler. Sonrada bu durumu onun tanrılığının delili diye şeyhe göstermişler. ޞeyh sırtlarındaki ip izlerinden bu işi onların yaptığını anlamış. Putu kırıp onları cezalandırmış.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Birkaç yerde çok eski sahibi bilinmeyen bazı mezarlar bulunmuştur. Bunlar bize yerleşimin eskiliği hakkında kısmen bir fikir verebilir.

ü 

SOYADLARINü  KÖKENİ

ü 

ü 

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Köyde geleneksel olarak en eski kabilenin Kalyoncuoğulları (kalencuğları) olduğu söylenir. Kalyoncular Türkiyenin pek çok yerinde bulunan bir Türk aşiretidir. Trabzonun doğusunda ve batısında da akrabaları vardır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Kocaman oğulları hakkında daha eski kayıtlar var. Kocamanlu Osmanlı kayıtlarında iki ayrı Türk aşireti olarak geçer. Artvin Rize bölgesinde oturanlar Hıristiyandı. Orta Anadoludakiler ise Müslüman idi, Fetihleri izleyerek Orta Anadoludan Karadenize yayılmışlardır. Samsunun Kocamanlar isimli bir beldesi bulunmaktadır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Çangaloğlu; bu soyad da Türkmen boylarından gelmedir. Tarihi kayıtlara göre Çengel (çangal) boyu Orta ve Doğu Karadenize yerleşmiştir. Samsunda Çengel Dağı ve Çangallar Beldesi ü Sürmenede Çengelistan isimli bir yöre vardır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Cinaloğlu (Erdoğan)lar Hem Trabzonun batısında hemde Rize varlığı bilinen eski bir Türk kabilesidir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  ޞar (ޞaras) lar; ޞar eski Türkçede şehir demektir. Ayrıca Arnavutluk yakınlarında bir dağ adıdır. Türkiye de de çeşitli yerlerde bu soyadını taşıyanlar vardır. Trabzon sancağına zaman zaman Arnavutluk ve Bosna'dan göç olduğu bilinmektedir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Ciboğulları (Ertuğral-Mahmutoğulları) Cib oğulları da Türkiye'de birkaç yerde üyesi bulunan bir Türk soyudur.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Tahmazlar (Dağ-Tembesoğlu) Tahmazoğulları Bütün Ortadoğu ve Balkanlarda üyesi bulunan bir Türk aşiretidir. Osmanlı coğrafyasının her yerinde ve Azerbaycan'da üyesi bulunan bu aşiret büyük bir ihtimalle zorunlu iskana tabi tutularak dağıtılmış büyük bir boydur. Yavuz köydekiler 10 kuşak (250-300 yıl) önce ޞalpazarı (Ağasar) Kasımağzı köyünden gelmiştir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Civelekoğulları (Karlıdağ) Civelek yeni, genç ve parlak yeniçeri acemi oğlanı demekken zamanla bunların düğünlerde eğlencelerde oynamasından kinaye neşeli ve oynak gibi bir anlam kazanmıştır. Türkiye de pek çok yerde bu soyadı taşıyan aile vardır. Trabzon da birkaç yerde bu soyadı taşıyanlar vardır.

YER ADLARI

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Vaştavanlık : ü Söylenceye göre adını buraya yerleşik Vaşton adlı bir Ermeniden almıştır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Avakli : Vaştonun kardeşiü  olan Avak adlı bir Ermeniden geldiği rivayet edilsede burayla ilgili put söylencesi dikkate alındığında yerleşimin Ermenilerin Trabzona geldiği 6. yy. dan önce kaldığı aşikardır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Lugos : ü Rumca kurt demektir. Burada kurt olmasından ya da görülmesinden dolayı bu ismi almış olmalıdır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Barak : Eski türkçede baş kafa demektir.Bazı bölgelerde köpek anlımın da kullanılsa da bu eski bir efsaneden (it barak) kalma bir anlam kaymasıdır. Ayrıca Büyük bir Türkmen boyu ve onlara özgü türkü türüne de denir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Bekirli :Bu mahalle oraya yerleşen Gellecioğullarının dedesi Bekirden bu ismi almıştır.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Orta mahalle: Adını köyün ortasında olmasından alır. Pek çok köyde Orta ile Başlayan yer isimleri Rumca Meso kelimesi başlarken burada Türkçe orta ile başlaması dikkate değerdir.

ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü ü  Cağkut tepesi : Bu adın kökeni Türkçedir. Kutlu zaman yada kutlu sivri yer (zirve) demektir. Kut mübarek demektir. Cağ sivri uçlu şey demektir.Yada zaman anlamına gelen çağ' dan değişmiş olabilir.Eski Türklerde tepeler kutsal kabul edilirdi. ü 

ü ü ü 

ü